Bel Ağrısı

Bel Ağrılı Hastaya Yaklaşım Nasıl Olmalıdır? 

Bel ağrısı olan hastaların tedavisi çok yönlü yaklaşım gerektirir. Anatomi fizyoloji ve fonksiyon hakkında ayrıntılı bilgilerin ve ağrı’nın anlaşılması önemlidir. Bel ağrısı tedavisinde hedef, diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi hastanın kendini bağımsız olarak idare edebildiği sağlık durumuna kavuşturmaktır. Ev ve işyerinde fonksiyonu en yüksek dereceye çıkarmak, ağrının giderilmesi ile eşit derecede önemlidir. Bel ağrısının akut ve kronik dönemlerinde kişinin yaşam kalitesi ve üretkenliği üzerine olan etkisi dikkate alınmalı ve uygun tedavi sağlanmalıdır. Başarılı bel ağrısı tedavisi, kişinin özel bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış fonksiyonel yaklaşımı içermelidir.

Bel Ağrısı Tedavisi Nasıl Olmalıdır?

Bel ağrısı için manuel tedavi prensiplerinin temelleri Hipokrat’a dayanır. Modern tarih boyunca bel ağrısının tedavisinde sayısız tedaviler desteklenmiştir. Herhangi bir tekniğin tek başına fanatikçe kullanılmasının uygun tedavide yeri yoktur.

Nereye Başvurmalıyım?

Bel ağrısını tedavi etmeye yönelik sınırlı ve tecrübesiz bir yaklaşım hastanın şikayetlerini arttırabilir. Bel ağrılı hastaya tedavi yöntemlerini uygularken, en iyi fonksiyonel bilgiye, kas-iskelet sistemi anatomisine sahip uzman doktor olması önerilmektedir. Genellikle tedavi tekniklerinin uygun kullanımı ile bel ağrısı tekrarlarının en aza indirilmesi uzun dönem özürlülüklerinin önlenmesi mümkündür.

Sık mı Görülür? Bel Ağrısı Tedavisi

Sanayileşmiş ülkelerde ağrı nedenleri arasında, bel ağrısı, baş ağrısından sonra ikinci sırayı alır. Yetişkinlerin %50’si ile %80’i hayatlarının bir döneminde bel ağrısına yakalanır. Akut bel ağrılı hastaların sadece %1’inde bel fıtığı vardır. Bu oran, kronik bel ağrısında daha da düşüktür. 45 yaş üstü kişilerde bel ağrısı özürlülük nedenleri arasında 3. sırada yer alır. Bel ağrısı, fizik tedavi doktor başvurularının en sık nedenleri arasındadır.

Bel Ağrısı Kendiliğinden İyileşir mi?

Bel ağrılarının bir kısmı kendiliğinden iyileşir. Ama tekrarlama riski de yüksektir.

Bel ağrısı kimlerde daha çok görülür?

İşlerine sıkıcı, monoton veya tatmin edici değil diye bakan kişiler daha yüksek oranda bel ağrısından yakınırlar. Bel ağrısı gelişme olasılığı 55 yaşına doğru giderek artar. Obezlerde, uzun boylularda bel ağrısı daha sık görülür. Sigara içenlerde bel ağrısı gelişme ihtimalinin arttığı görülür.

Bel ağrısına en sık sebep olan hastalıklar nelerdir?

Dejeneratif disk hastalığı, disk herniasyonu, mekanik bel ağrısı, bel kayması, kireçlenme, dark anal, priformis sendromu ve radikülopati sayılabilir.

Dejeneratif Disk Hastalığı:

Omurlar arasında bulunan disk dokusunda morfolojik ve biyokimyasal değişiklikler olur. Ve buna bağlı hastada bel ağrısı gelişir. Hiç bel ağrısı olmayan kişilerde bile görüntüleme yöntemlerinde disk dejenerasyonu saptanır bu yüzden yaşlanmanın sebep olduğu dejeneratif değişiklikler olarak yansıtmak yerine hastalık olarak tanımlamak yanlış olabilir. Dejeneratif disk hastalığında ağrının kaynağı yapısı bozulmuş disk olabilir.

Disk Herniasyonu:

Halk arasında bel fıtığı olarak bilinmektedir. Omurlar arasında bulunan disk materyalinin diskin normal sınırlarının ötesinde lokalize yer değiştirmesidir. Disk herniasyonu bulging, protrüzyon ya da ekstrüzyon şeklinde olabilir.

Radikülopati:

Sinir köklerine etkileyen olayları tanımlamak için kullanılmaktadır.

Mekanik bel ağrısı:

Mekanik bel ağrısı, fiziksel aktivite ile artan, istirahat ile azalan bel fıtığı kaynaklı olmayan bel ağrısıdır. Nedeni çoğu kez sırt kasları, bağların aşırı yüklenmesi ve zorlanmasıdır. Genellikle zorlayıcı günlük aktiviteler, ağır kaldırma veya uzun süre ayakta durma veya oturmayla ortaya çıkar. Ağrı gün içinde giderek kötüleşir. Kalçalara yayılabilen bir ağrıdır. Spor yapmama ve hareketsizlik mekanik tip bel ağrısına neden olur. Sırt ve karın kaslarını güçlendiren egzersiz programı ve kas dengesizliğinin manuel terapi ile düzeltilmesi sonucu hastalara hızlıca iyileşir.

Kireçlenme:

Eklem harabiyeti olarak bilinen hastalık yaşlanma ile ortaya çıkar, ancak 30lu yaşlar gibi erken dönemde de görülebilir. Ağrı genellikle belde odaklanır. Tutukluk yaygındır. Belin hareketi kısıtlanmış olabilir. Ağrı çoğunlukla istirahatle azalır.

Spondilolistezis (bel kayması):

Bir vertebranın bir alttaki üzerinde öne doğru kaymasına spondilolistezis denir. Kayma genellikle öne doğru olur.

1 d

Arkaya doğru olursa retrolistezis denir. En sık L5de görülür. Düşük grade yüksek grade diye sınıflandırmak tedavi planı açısından önemlidir. %50’nin altındaki kayma düşük, %50’nin üstündeki kayma yüksek grade olarak tanımlanır. Düşük gradeli hastaların çoğunda şikâyet yoktur. Semptomatik hastalarda bel ağrısı vardır. Bazen bacağa vuran ağrı da olabilir. Kayma yerinde palpe edilen basamaklaşma vardır. Fleksiyon çoğu kez açık ve ağrısızdır ama ekstansiyon ve rotasyonlar ağrılı ve kısıtlıdır. Yan grafi sıklıkla kullanılan görüntüleme yöntemidir ve kaymanın derecesi hesaplanır. Kayma 1-5 arasında derecelendirilir. Fleksiyon/ekstansiyon lateral grafilerde stabil olup olmadığı değerlendirilir. Tomografi ve mr tanıda kullanılan diğer radyolojik görüntüleme yöntenleridir.

Spinal stenoz (dar kanal):

Spinal stenoz sıklıkla bel kireçlenmesine bağlı olur. Hastada bel ağrısı, tutukluk gibi bölgesel bulgular olabileceği gibi nörojenik topallama olarak tariflenen bacak ağrısı da olabilir.

2d

Klasik olarak, yürüme, uzun süre ayakta durma ve yokuş aşağı yürüme esnasında başlayan iki taraflı bacak ağrısı vardır. Hastalar santral kanalı rahatlatmak için tipik olarak öne eğik postürdedir. Ekstansiyon ağrılı ve kısıtlıdır. En değerli tanı yöntemi MR, sonra BT’dir.

Priformis Sendromu:

Priformis kasının kasılmasına bağlı oluşur. Siyatik sinire yakınlığından dolayı kalçalarda, kalça ekleminde ve bacaklarda ağrı olabilir. Siyatik ağrısı olan hastaların %5-6sından priformis sendromu sorumludur. Tanı koymada altın standart yoktur.

3d

Bel ağrısı; priformis sendromunda priformis kasının altında siyatik sinir sıkışması.

Priformis kasına dokunulduğunda tetik noktanın hassasiyeti hastaların %59-92’sinde görülür. Freiberg manevrası supin pozisyonundaki hastanın uyluğuna zorlu internal rotasyon yaptırılır ve ağrı olması testin pozitif olduğu anlamına gelir. Hastaların %56,2’sinde pozitiftir. Pace manevrasında hasta otururken uyluğa dirence karşı abduksiyon ve eksternal rotasyon yaptırılır ve ağrı ve kuvvetsizlik olması testin pozitif olduğu anlamına gelir.

Bel Ağrısında Tanı ( Bel Ağrısı Tedavisi )

Bel ağrısı tanısında görüntüleme yöntemleri sıklıkla kullanılmaktadır. Tetkik sonuçlarının korelasyon ve değerlendirmesi dikkatli yapılmalıdır çünkü hiç şikâyeti olmayan bireylerde de dejeneratif değişiklikler ve bel fıtıkları çıkabilmektedir. Tanıda yardımcı olmak üzere algoritmalar geliştirilmiştir. Bel ağrısına sebep olacak yapısal nedenler (fıtık, tümör, infeksiyon vb) görüntüleme yöntemleri ile kolaylıkla saptanır. Ancak bel omurlarının hareket segmentlerinin fonksiyonel sorunlarını değerlendirmek için görüntülenme yöntemleri yetersiz kalır. Fonksiyonel bozuklukların tanısında uzman hekimin yapacağı ayrıntılı fonksiyonel muayene çok önemlidir. Uygun tedavinin başlatılabilmesi için hastanın şikayetlerinin fonksiyonel sınıflaması değerlidir. Bel ağrısının yeterli değerlendirilmesi için, fonksiyonel anatomi, biyomekanik, dejeneratif süreç, biyokimya bilgisi, görüntüleme ve elektrofizyoloji çalışmalarının bütünleştirilmesi ve uygun şekilde değerlendirilmesi gerekir. Çok fazla subjektif şikayetleri ve minimal objektif bulguları olan hastalarda bütüncül yaklaşım çok daha önemlidir. İyileşmeye karşı psiko-sosyal engeller tespit edilmelidir. Mesleki ve meslek dışı aktivitelerin fonksiyonel değerlendirilmesi, kapsamlı değerlendirmenin bir parçası olmalıdır. Fonksiyonel günlük yaşam aktiviteleri (oturma, ayakta durma, yürüme, sosyal ve cinsel aktiviteler üzerine etki) ile ilgili bilgiler ve organik olmayan nedenleri yansıtan sorular, bel ağrısının özelliklerini göstermekte çok yararlı olabilir.

Uzm. Dr. Yasemin SOYTÜRK

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon