Soluk Yazı Dizisi 2

Soluk Yazı Dizisi 2

Nefes vermeye devam edin!

Stresten ne pahasına olursa olsun kaçınmak imkânsızdır. Ama yapılabilecek şey, gerginlikleri düzenli olarak boşaltmaktadır. Deneyimler sayesinde, stresin üzerimizden su gibi akıp gitmesine izin vermeyi öğrenebiliriz.
Son 5000 yıldır, Doğunun yoga, meditasyon, Tai Chi gibi tüm büyük tıbbi ve ruhsal gelenekleri, her bireyin kendi iç varlığının ve bedensel işlevlerinin dizginlerini ele geçirebileceğini öğretiyor. Bu, sadece Zihni yoğunlaştırarak ve soluğuna odaklanarak başarılabilir. Bugün pek çok inceleme sayesinde biliyoruz ki, bu hakimiyet stresin etkisini azaltmanın en iyi yollarından biridir. Ayrıca kişinin fizyolojisinde uyumu yeniden oluşturmanın ve sonuç olarak, bedenin doğal savunmasını kamçılamanın en iyi yollarından biridir. Kişinin her gün kendi başına zaman geçirmesinin ‘radikal bir sevgi edimi’ olduğu bilinir. Tek başına gerçekleştirilecek bir arınma ritüeli her zaman tavsiye edilir. Bu düşünce dolu yalnızlık, bedenin içindeki şifa güçlerini uyumlu hale getirmenin temel koşuludur.

Soluma, sindirim ya da kalp atışları gibi, biz onu düşünmezsek bile olur, ama irade tarafından da kolayca denetlenebilen mucizevi bir işlevdir.

Beynin tabanında yer alan solunum kontrol merkezi, duygusal beyin ile bedendeki bağışıklık sistemini de içeren organlar arasında sürekli değiş tokuş edilen tüm moleküllere duyarlıdır. Solumaya dikkat etmek insanları bedenlerindeki yaşamsal süreçlerin nabzına yakınlaştırır ve bilinçli düşünceye bağlar. Neyse ki bütün bunların gerçekleştiğini görmek ve yararlanmak için ‘inanmak’ şart değildir. Yoga, meditasyon ve nefes gibi egzersizlerle bedende olup bitenler arasındaki ilişkiyi ölçmenin tamamen nesnel bir yolu vardır. HRV (KALP HIZI DEĞİŞKENLİĞİ) !!!!!!!!!!!

Her nefes alışınızla devreye giren sempatik sistem, kalp atışlarınızda bir miktar hızlanmaya neden olurken, nefes verişiniz sırasında devreye giren parasempatik sistem her şeyi yavaşlatan vagus sinirini uyarır. Dolayısıyla kalp atışları arasındaki zaman aralığı nefes alırken, nefes verirkenkine oranla daha kısadır. Biz buna Kalp Hızı Değişkenliği (HRV) diyoruz.

Yıllarını ve bilimsel çalışmalarını özerk beden ritimleri (nabız, tansiyon, soluma gibi işlevlerde ki değişimler) üzerine yapan bilim insanları vardır.

Bu ritmlerin, günün farklı zamanlarında dalgalanma biçimi incelenir. Bu farklı biyoritimler arasındaki sağlam bir dengenin belki de sağlıklı bünyenin en doğru göstergesi olduğu bilinir.  Biyolojik ritmlerin gücünün en yüksek olduğu doğum ile en düşük olduğu ölümün yaklaşması arasında, değişkenliğin büyüklüğü yılda yaklaşık %3 oranında azalır. Bu da bedenin yavaş yavaş uyarlanma yeteneğini kaybettiği, fiziksel ve duygusal çevremizdeki tehlikelerle karşılaştığında dengeyi korumak da gitgide zorlandığı anlamına gelir. Beden işlevlerinde bu dengenin zayıflaması, yaşın ilerlemesine bağlı pek çok sağlık sorunu ile ilişkilidir: yüksek tansiyon, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, yaygın kas ağrıları, kalp yetersizliği, diyabet, kanser vb. Ama Allah’a şükürler olsun ki şöyle bir gerçek var, bu dengeyi, Kalp Hızı Değişkenliğin (HRV) büyüklüğünü ölçerek kolayca değerlendirebileceğimiz gibi, SOLUMA ve yoğunlaşma konusundaki zihinsel eğitime bu biyolojik ritmlerin dengesi çok iyi yanıt verir.

Soluk Yazı Dizisi 2

Uzm. Dr. Yasemin SOYTÜRK

Nefes