Kamburluk

KİFOZ NEDİR

Kifoz, sırtın üst kısmının normalden daha yuvarlak görünmesine neden olan omurga eğriliğidir. Kamburluk olarak bilinir. Kifoz her yaşta ortaya çıkabilir, ancak ergenlik döneminde yaygındır. Hastaların çoğundaki kifoz çok az soruna neden olur ve tedavi gerektirmez. Herkesin omurgasında belli bir eğrilik vardır. 45°’den fazla olan eğrilik anormal kabul edilir. Kifoz sırtın kambur görünmesi dışında herhangi bir semptoma neden olmayabilir. Bazen de sırt ağrısı, hassasiyet ve yorgunluk gibi bulgular verebilir.  Ciddi vakalarda solunum problemlerine yol açabilir.

KİFOZ NEDEN OLUR?

Omurga üç bölümden oluşur. Yandan bakıldığında bu bölümler, üç doğal eğri oluşturur. Boyun ve bel bölgesinde bulunan ‘c’ şeklindeki eğrilerine lordoz denir. Sırtın ‘ters c’ şeklindeki eğrisine kifoz denir.

Kifoz
Kifoz

Omurganın bu doğal eğriliği denge için önemlidir ve dik durmamıza yardımcı olur. Eğrilerden herhangi biri çok büyük veya çok küçük olursa dik durmak zorlaşır ve duruşumuz anormal görünür.

Sırt omurgasında 20 ila 45° arasında doğal bir kifoza sahip olması gerekir. Postural veya yapısal anormallikler bu normal aralığın dışında bir eğriye neden olabilir.

Kifoz her yaştan hastayı etkileyebilir. Hızlı kemik büyümesi olan ergenlik döneminde daha yaygındır. Kifozun şiddeti değişebilir. Genel olarak, eğri ne kadar büyükse durum o kadar ciddi olur. Hafif eğriler belli belirsiz sırt ağrısına neden olabilir veya hiçbir belirti göstermez. Daha şiddetli eğriler önemli omurga deformitesine neden olabilir ve hastanın sırtında görünür bir kamburluğa sebep olur.

KİFOZ TÜRLERİ NEDİR?

Postüral Kifoz:

En yaygın kifoz türüdür. Genellikle ergenlik döneminde fark edilir. Ağır çantalar taşıma, uygun olmayan şekilde uzun süre masa başında çalışma, uzun süre baş öne eğik biçimde iş yapma, sedentar yaşam tarzı, depresyon gibi nedenlere bağlı olabilir. Postural kifozun neden olduğu eğri genellikle hasta tarafından dik durması istendiğinde düzeltilebilir. Kızlarda postüral kifoz erkeklerden daha yaygındır. Nadiren ağrılıdır. Duruş eğitimi ve uygun egzersiz programı ile tamamen düzeltilir.

Yapısal Kifoz (Scheuermann Kifozu):

Ergenlik döneminde, özellikle sırt omurlarında oluşan kamalaşma dediğimiz deformiteleri bağlı gelişen kifozdur. İlk kez 1921 yılında Danimarkalı radyoloji doktoru Scheuermann tarafından tanımlanmıştır. Yapısal kifoz, postural kifozdan, rijit bir deformite olması nedeniyle ayrılır ve farklı bir klinik tablo oluşturur.

Postüral Kifoz
Postüral Kifoz
Yapısal Kifoz (Scheuermann Kifozu)
Yapısal Kifoz (Scheuermann Kifozu)

 

 

 

 

 

 

 

Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı teoriler öne sürülmüştür. Avasküler nekroz en çok kabul gören teoridir. Biyokimyasal değişiklikler, kemik yoğunluğunda anormallik, mikro kırıklar, mekanik faktörler, yanlış beslenme, vitamin yetmezliği, genetik öne sürülen diğer teorilerdir. Omurgadaki yapısal bir anormallik, kifoza  neden olur. Normalde dikdörtgen şekilli olması gereken omur kemiklerinin üçgen bir şekle sahip olduğu görülür. Bu düzensiz şekil omurların önüne doğru birbirine yapışmasına, normal disk alanının azalmasına ve sırtın üst kısmında abartılı bir eğrilik oluşmasına neden olur.

KIFOZ 1 KIFOZ 2

 

 

 

 

 

Scheuermann kifozunun neden olduğu eğri genellikle keskin ve rijittir. Postural kifozlu  hastanın aksine, Scheuermann kifozlu hasta, dik durarak eğriyi düzeltemez.

Toplumda %1 ile 8 arasında görülür. Erkeklerde kızlara göre daha sık görülür.

Postür bozukluğu, Rijit kifoz, kifozun üstünde ve altında artmış lodoz, gergin hamstring kasları mevcuttur.

Ağrı, artmış kifozu dengelemek için boyun ve bel bölgesinde oluşan lordaza bağlıdır. Mekanik tipteki bu ağrılar ayakta kaldıkça artar ve gün içinde giderek fazlalaşır. Kuvvet kaybı, denge bozukluğu, his kusuru gibi nörolojik bulgular ilerlemiş olgularda dar kanala bağlı olarak gelişebilir.

Konjenital Kifoz:

Kifoz doğumda mevcuttur. Bebek anne rahminde iken omurga normal şekilde gelişmediği için ortaya çıkar. Kemikler olması gerektiği gibi oluşmaz veya birkaç omur birbirine yapışık olabilir. Doğuştan kifozlu hastalar, eğriliğin ilerlemesini durdurmak için genellikle çok genç yaşta cerrahi tedaviye ihtiyaç duyar. Çoğu zaman bu hastaların kalp ve böbrekler gibi vücudun diğer organlarına etkileyen ek doğum kusurları vardır.

KİFOZUN DİĞER NEDENLERİ NEDİR?

Osteoporoz (kemik erimesi), spondioz (omurga kireçlenmesi), spina bifida (ayrık omurga hastalığı), kemiğin paget hastalığı (kemik yapım-yıkım döngüsündeki anormalliklere bağlı deformite ve kırıklara neden olan durum), tüberküloz, kanser ve travmaya bağlı kifoz oluşabilir.

KİFOZ BULGULARI NEDİR?

Kifozun belirti ve bulguları, eğriliğin nedenine ve ciddiyetine bağlı olarak değişir. Yuvarlak omuzlar, arkadan görünen bir kambur, hafif sırt ağrısı, yorgunluk, omurga sertliği, uyluğun arkasındaki kaslarda gerginlik olabilir.  Bacaklarda zayıflık, uyuşma veya karıncalanma, duyu kaybı, nefes darlığı veya diğer solunum güçlükleri nadiren de olsa ilerlemiş vakalarda görülebilir.

KİFOZ TEDAVİSİ NEDİR?

Kifoz tedavisi omurga eğriliğin açısına, altta yatan başka bir neden olup olmadığına, sırt ağrısı gibi başka bulguların olup olmamasına, hastanın yaşı, eğriliğin rijit veya esnek olması gibi durumlara bağlı olarak değişir. Hastanın motivasyonu ve tedaviye uyumu en önemli şarttır. Kifoza sadece mekanik açıdan bakmamalıyız. Kifoz, özellikle ergenlerde psikolojik problemleri de beraberinde getirir. Ve çoğu hastada depresyon görülür. Tedavinin başarılı olması için hastanın içindeki insanı da dik duruma getirmek  ve psikolojik destek şarttır. Hastanın kifoza bağlı sorunlarla baş edebileceğine inanması önemlidir.

Kifozda egzersiz tedavisi ve manuel terapi tedavinin en önemli basamağıdır. Egzersizler planlanmadan önce fizik tedavi uzman hekim tarafında ayrıntılı muayene ve ölçümler yapılmalıdır. Tedavinin ilk seansı hekimin yapacağı bazı manuel tedaviler ve egzersiz eğitiminden oluşur. Daha sonraki seanslar egzersizlerin kontrolü ve ölçümlerin tekrarlanmasında oluşur. Hastanın evde rahatlıkla yapabileceği hareketler seçilmelidir. Egzersizlerin uygulanması yoğun çaba gerektirdiğinden yapılan her egzersizin sonunda düzelen pozisyon korunarak tarif edilen istirahat pozisyonu uygulanır, istirahat sırasında gevşeme ve spesifik nefes egzersizleriyle kombine edilmelidir.

Uzm. Dr. Yasemin SOYTÜRK