Probiyotikler Nereden Gelir ?

Probiyotikler Nereden Gelir

Probiyotikler bakterilerdir ve bakteriler her yerdedir. Probiyotikler iki yerden geliyor: kir ve yiyecek. Hijyen eskiden bu kadar büyük bir mesele değildi- insanlar daha kirliydi ve çamaşır suyunu her yüzeye püskürterek dolaşmadılar. Atalarımız toprak temelli çok daha fazla bakteri kaynağına maruz kalmıştı. Buna ek olarak, probiyotikler, günlük diyetlerinin düzenli bir parçasıydı. İyi topraktan iyi gıdalar üretiyorlardı ve buzdolabı olmadığı için gıdaları bozulmasın diye fermente ediyorlardı. Dolayısıyla probiyotik kaynakları boldu. Peki şimdi nasıl? tarım sanayileşti ve tehlikeli tarım uygulamaları nedeniyle besinlerimiz vitamin ve mineral açısından çok fakir, fazla da probiyotik içermiyor ve aslında tükettiğimiz çoğu gıdada vücudumuzdaki iyi bakterileri öldüren katkı maddeleri içeriyor.

Probiyotikler Nereden Gelir

Bugün, gıda temelli probiyotik kaynaklarımız neler? Pastörize edilmemiş (çünkü pastörizasyon işlemi bakterileri öldürür) fermente edilmiş gıdalar. Bu gıdalar, lahana turşusu, fermente meyveler ve sebzeler, pastörize edilmemiş yoğurt, kefir ve peynir.

Günümüzde, hap veya toz halinde probiyotik takviyeleri de var. Herkesin temel probiyotik alımına ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Sağlıklıysanız ve pastörize edilmemiş fermente gıdaları düzenli olarak tüketiyorsanız probiyotik takviyesine ihtiyacınız olmayabilir. Hastaysanız muhtemelen bundan çok daha fazlasını yapmanız gerekecek.

Probiyotikler Nedir?

Probiyotikler hakkında konuşmaya başlamadan önce bir saniye bekleyelim ve bağırsak florasından bahsedelim. Sindirim sistemimizin içinde, mutlulukla yaşayan yaklaşık 100 trilyon bakteri var. Biz yüksek katlı binayız ve bakteriler de bizim kiracılar. Bağırsağınızda yaşayan bakteriler yaklaşık 3 kg, ağzınızdan diğer ucuna kadar.

Bağırsak florası konusundaki bilgilerimiz son on yılda çok ilerledi ancak yine de buzdağının ucunu görüyoruz. Bağırsak floramızın gıdalarımızı düzgün bir şekilde sindirilmesine yardım ettiğini, bizi zararlı mikroorganizmalardan koruduğunu, vitamin ve diğer besin maddelerini üretmemize ve bağışıklık sistemimizi dengelememize yardımcı olduğunu biliyoruz.

Bağırsak bakterilerinin dengesini bozacak pek çok şey var, ama en büyük iki şey stres ve antibiyotikler. Sıçanlarda yapılan bir çalışmadan bahsedelim. Sıçanlar genetik olarak özdeş olup, aynı kontrollü ortamda yaşıyor ve aynı standart gıdayı yiyor. Bir grup (kontrol) kendi haline bırakılıyor, diğer grup düzenli olarak strese maruz bırakılıyor. Onların dışkıları incelendiğinde bağırsak florasında belirgin farklılıklar saptanıyor. Bu da tek başına stresin bağırsak bakteri dengesini bozmak için yeterli olduğunu gösteriyor. Bağırsak florasını daha hızlı yok edecek diğer büyük şey antibiyotiktir. Sezaryen, biberonla beslenme, ek gıdaya erken başlama, yetersiz sebze ve meyve tüketimi, katkı maddeli, raf ömrü uzun ambalajlı gıdalar tüketme de bağırsak florasını olumsuz etkiler.

Bağırsak hastalığının(disbiyozis) belirtileri nelerdir?

Bağırsak hastalıklarının bulguları iki geniş kategoriye ayrılır. İlk olarak, hemen hemen tüm büyük hastalıklar veya işlev bozuklukları. Bu biraz canınızı sıkabilir ama bağırsak florasının vücudun fonksiyonuyla, işleviyle birbirine bağlı olduğunu biliyoruz.

Neredeyse herhangi bir büyük hastalık veya disfonksiyonda disbiyozis ya sebep ya da sonuçtur. Sağlığınız “berbat” ise, büyük olasılıkla bir bağırsak hastalığınız vardır. İkincisi, bağırsak hastalığı, gaz, şişme, mide ekşimesi, reflü, kabızlık, diyare ve IBS (irritabl bağırsak sendromu) gibi sindirim semptomları olarak kendini gösterir.

Dr. Soytürk

0312 210 16 26